top of page
Ara

Tavsiye Edilen Doz

  • Yazarın fotoğrafı: Rüyaberh
    Rüyaberh
  • 8 Oca 2023
  • 1 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 8 Oca 2023

Bazen karanlığın önünde beklersin.

Böyle burun buruna.

İçinde ve önünde kocaman bir sıkıntıyla.

Kocaman bir duvar gibi durur karşında.


Bildiniz mi o duyguyu?


Hani akşam eve  geç kalmışsınızdır, bir gün önce  sıkı sıkıya tembihlenmesine rağmen.

Yada okuldasınızdır. En sert müdür yardımcısı sizi dersin ortasında odasına çağırtmıştır.

Kapının önünde beklersin öyle.

Eve girmemek yada odanın kapısını açmamak seçenek değildir. Elin kapının kolunda, kafanda bahaneler, yalanlar, gerçekler ve belirsizlikle beklersin.

Bütün o karın ağrısı.

Bildiniz mi!

Ve sonra “ne olacaksa olsun” deyip açarsın kapıyı.


Tam oradayım şimdi.

Bir sürü yol yürümüşüm.

Ne varsa getirmişim içimle beraber, duvarın önüne.

Her şeyi almışım yanıma da

bir tek kedimi taşımamış nakliyeciler.

Yorulmuşum da üstelik taşınırken.

Geri de dönemezmişim gibi.

Üşenirim hem zaten.



İçimdeki kocaman karanlığın eşiğindeyim.

Kapıyı açıp girecek cesaretim yok.

Gücüm de yok.

Açasım da yok.

(de leri ne güzel ayırdım)

Aslında önünde biraz daha dursam!

Alışırım ben bu karanlığa.

Öyle çok yabancı da değil gibi bana.

Tanıdık bir tadı var.

Hem zaten en sevdiğim renk siyah.

Demedim mi daha önce?


Bazen hayat size de Sıla şarkısı gibi geliyorsa; kafiyesiz ama acımasızca hüzünlü. Sıla’nın sesinden dolayı bence..


“Ansızın gelir çalar

Tekme tokat kapıları, destursuz.”


Ama benim kapıyı açasım yok.

Zile basıp kaçasım bile.




(İnşallah siyah olan müdür yardımcısı değildir.)


Comments


Yazı: Blog2_Post

Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

  • Heyecan Sosyal Simge
  • Instagram
  • Facebook

©2021, Rüyaberh tarafından kurulmuştur.

bottom of page